90’ları Gülümseten Albüm: Sezen Aksu – Gülümse
Gülümse albümü 90’ların fon müziği olmaya hazırlanırken, kimsenin bu albümün böyle bir patlama yapacağından haberi yoktu. Sarışın Sezen Aksu imaj değişikliğine gitmiş, şarap kızılına çevirdiği saçlarıyla herkesi şaşırtmış ve hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağının sinyallerini vermeye başlamıştı.
Beni bilen bilir, müzikli sohbetlerde ya da arkadaş toplantılarında 90’lar müziği konuşuluyorsa hep “90’ları tek bir şarkıyla anlatacak olsaydım, bu ‘Hadi Bakalım’ olurdu,” derim. Çünkü gözlerimi kapatıp o yılları düşündüğümde kulağımda hemen “Hadi Bakalım”ın pek heybetli yaylıları çalmaya başlar. İşte bu yüzden bugün, içinde bu şarkının da yer aldığı ve bana göre 90’lar Türkçe pop’unu baştan sona şekillendiren Gülümse (1991) albümünü inceleme masasına yatırıyorum. Hazır yakın tarih yolculuğuna çıkıyorken siz de 90’lar Türkiye’sine dair bildiğiniz ne varsa yanınıza alın çünkü onlara çok ihtiyacınız olacak.
Türkiye 12 Eylül darbesiyle sarsılalı 10 yıl olmuş, darbenin sebep olduğu toplumsal, siyasal ve kültürel değişimler ülkeyi farklı noktalara taşımıştı. Darbenin ardından ülke insanının yaşadığı buhran, köylerden şehre göçün hızlanması, Turgut Özal’ın başbakan olduğu 45. Hükümet’le beraber toplumun her alanında yaşanan değişiklikler ülkenin sanat çevrelerini de ister istemez etkilemişti. Turgut Özal’ın söylemleri ve icraatlarıyla her yerde “arabesk” sevdiğini belli etmesi (öyle ki siyasal iletişime çok önem veren Özal, 1988 seçimlerinde ANAP seçim müziği olarak Tüdanya’nın “Seni Sevmeyen Ölsün” şarkısını kullanmıştı) ülkedeki arabesk furyasını daha da ileriye taşımış, ülkenin en çok satılan albümlerinde ilk sırayı arabesk sanatçıları çekmeye başlamıştı. Bu rekoru elinde bulunduran kişinin de hâlâ İbrahim Tatlıses olduğunu hatırlatayım. Özal hükümetinin neoliberal politikalarıyla adeta bir “tüketim toplumu”na dönüşen Türkiye, içinde bulunduğu bin yılın son 10 yılına çok farklı bir şekilde girmeye hazırlanıyordu.
Tüm bunlar olup biterken arabeskin yanında yeniden yükselişe geçmeye başlayan bir müzik daha vardı: Türkçe pop. Yıllardır tahtlarını arabeskçilere kaptıran popçular, bayrağı yeniden devralmaya hazırlanıyordu. 1990’lardan itibaren pop müziği şekillendirip bu döneme damga vuracak isimse, öğrencileri ve birlikte çalıştığı isimlerle art arda dillere pelesenk olacak şarkılar yapan Sezen Aksu olacaktı.
Aksu, 1975 yılında Sezen Seley adıyla yaptığı ilk 45’liğinin ardından Sezen Aksu adını kullanarak çıkardığı “Yaşanmamış Yıllar/Kusura Bakma” (1976) 45’likleriyle piyasada rüzgarlar estirmeye başlamıştı. 1979 yılında Atıf Yılmaz’ın çektiği Minik Serçe filminde oynayan ve bu tarihten itibaren ‘Minik Serçe’ diye anılan Aksu, 1980’lerde de çalışmalarına devam etti. Üç kez Eurovision’a katılmak istediyse de bu ne yazık ki mümkün olmadı. 1984’te, adını kendisiyle özdeşleşecek şarkılardan olan “Sen Ağlama”dan alan Sen Ağlama albümünü çıkardı ve 2,5 milyon gibi yüksek bir satışa imza attı. 1986 yılında çıkardığı ve Sezen Aksu diskografisinin plak formatındaki son albümü olma özelliği taşıyan Git çalışmasıyla da büyük beğeni toplayan Aksu, hemen ardından kaset ve CD formatında Sezen Aksu ’88 (1988) ve Sezen Aksu Söylüyor (1989) albümlerini çıkardı.
1990’lara geldiğimizde Sezen Aksu artık yapımcı olarak adını duyurmaya başlamış, etrafına topladığı her biri gelecekte Türkçe Pop’a damgasını vuracak öğrencileriyle müzik dolu bir maceraya çıkmıştı. Artık ‘Sezen Aksu ile arkadaşları’ vardı. Minik Serçe, neredeyse her konserinde sürpriz bir paket açıyor ve seyirciye yeni bir öğrencisini dinleterek pop müziğe yeni isimler kazandırıyordu. Bu öğrencilerin arasında Sertab Erener, Levent Yüksel, Aşkın Nur Yengi, Harun Kolçak, Seden Gürel, Yıldız Tilbe gibi çok önemli isimler de vardı.
90’lar pop’unu şekillendirmeyi kendine görev edinen Sezen Aksu, 80’lerde çalışmaya başladığı Aysel Gürel, Onno Tunç, Attila Özdemiroğlu gibi usta isimlerle dev bir albüm çıkarmaya da tam bu günlerde hazırlanıyordu. Adeta piyasaya meydan okuyan Gülümse albümü 90’ların fon müziği olmaya hazırlanırken, kimsenin bu albümün böyle bir patlama yapacağından haberi yoktu. Sarışın Sezen Aksu imaj değişikliğine gitmiş, şarap kızılına çevirdiği saçlarıyla herkesi şaşırtmış ve hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağının sinyallerini vermeye başlamıştı. Her bir şarkısının hit olduğu bu albümle Minik Serçe, tabiri caizse güç gösterisinde bulunuyordu.
1991 yılının Ocak ila Haziran ayları arasında İstanbul’da kaydedilen Gülümse, Aksu’nun Onno Tunç’la son çalışmasıydı. Kadrosuyla baş döndüren albüm, Onno Tunç, Sertab Erener, Özkan Uğur, Fuat Güner, Levent Yüksel, Arto Tunçboyacıyan, Ara Dinkjian gibi isimlerin katkılarıyla 90’lar müziğini baştan sona değiştirdi. Coşkun Plak tarafından basılan ve 2,6 milyonla Sezen Aksu diskografisinin en çok satan albümü olma özelliği taşıyan albüm, aynı zamanda İngiliz plak şirketi Polydor tarafından yurt dışı pazarına da sunuldu. 45 dakikalık bir süreye sahip olan albüm, dördü Sezen Aksu tarafından yazılan, sekizi klipli 10 şarkıdan oluşuyor. Lafı yeterince uzattığımı düşünüyorum, hemen albümdeki şarkılardan da kısaca bir bahsedeyim.
Gülümse, yazımın başında bahsettiğim ve sözleri Aysel Gürel’e, bestesi Onno Tunç’a ait olan “Hadi Bakalım” şarkısıyla açılıyor. Arka vokallerinde Sertab Erener, Levent Yüksel ve Seden Gürel’in olduğu çalışma, çıktığı günden bugüne kitleleri hep etkiledi. Şarkı, Türker İnanoğlu’nun fikriyle, 1991 Genel Seçimleri’nde sözleri değiştirilmiş şekilde Mesut Yılmaz genel başkanlığındaki ANAP’ın seçim şarkılarından biri olarak da kullanıldı.
“Hadi Bakalım”ın ardından tempoyu bir anda düşüren Onno Tunç bestesi “Tutsak” geliyor. “Tutsak”ın sözleri sadece bir gecede, üç yazarın yanı sıra Sezen Aksu ve Onno Tunç tarafından yazılmış. Hâlâ en sevilen Sezen aksu hit’lerinden olan bu şarkı, yerini “Ne Kavgam Bitti Ne Sevdam”a bırakıyor. Bana göre Ajda Pekkan’ın pop müzikte başlattığı ‘güçlü kadın şarkıları’ furyasının bir örneği olan bu şarkı, Sezen Aksu’nun klasikleşmiş aşk şarkılarına farklı bir bakış açısıyla yaklaştığını gösteriyor. Sözlerini Aysel Gürel’in yazdığı, Onno Tunç’un bestelediği “Ne Kavgam Bitti Ne Sevdam” pop müzikteki aşk şarkılarına da farklı bir ivme kazandırıyor.
Sırada albüme ismini veren “Gülümse” var. Bestesini Arto Tunçboyacıyan’ın yaptığı şarkı “Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm” sözüyle hepimizin aklında. Grup Vitamin’ de 1992 yılında çıkardığı “İsmail” adlı şarkıda “Tut ki karnım acıktı, kedimi yedim” sözüyle Aksu’ya ve “Gülümse” şarkısına atıfta bulunmuştu. Sırada, yakın zamanda Ceylan Ertem’den de dinlediğimiz “Güllerim Soldu” var. Sözlerini Sezen Aksu’nun yazdığı şarkının bestesiyse yine Onno Tunç imzası taşıyor. Albümün yarısını bitirdikten sonra karşımıza, Ara Dinkjian’ın harika ud performansıyla içimize işleyen “Vazgeçtim” çıkıyor. Bestesini yine Dinkjian’ın yaptığı bu çalışma, klasik Sezen Aksu çizgisinden ilerleyen bir şarkı.
Şimdi, yeni neslin orijinalinden çok 2000’lerin başında yapılan bir yorumuyla tanıdığı bir Sezen Aksu hit’ine geliyoruz. Müziği Tanos Mikrukiços’a ait bir Yunan ezgisi olan “Her Şeyi Yak”, Sezen Aksu’nun yanı sıra meşhur yorumuna imza atan Duman’ın da hâlâ en sevilen parçalarından. Düzenlemesini Attila Özdemiroğlu’nun yaptığı şarkı geniş kadrosuyla da göz dolduruyor.
Sırada şair Ümit Yaşar Oğuzcan’ın kaleminden çıkan “Namus” var. Arto Tunçboyacıyan’ın bestesini yaptığı şarkı, eleştirel bir Sezen Aksu şarkısı.
Sezen Aksu dendiğinde akla birçok şarkı gelse de “Seni Kimler Aldı”nın yeri birçok müziksever için farklıdır. Yakın zamanda Zeynep Bastık’ın akustik performansıyla yeniden gündeme gelse de hiçbir yorum, orijinal Sezen Aksu yorumunun üzerine çıkamıyor sanırım. Şarkıda Özkan Uğur ve Fuat Güner gibi isimlerin çalması da insanın ilgisini şarkıya ayrıca cezbediyor. Sözleri Sezen Aksu’nun kaleminden çıkan “Seni Kimler Aldı”, albümü kapatmaya hazırlanırken duyduğumuz son düşük tempolu şarkı.
Gülümse’nin açılışı ne kadar hareketliyse kapanışı da o kadar hareketli. “Değer Mi?”nin hiç tükenmeyen enerjisiyle, ayakları yere sağlam basan bir Sezen Aksu albümünü kapatıyoruz. Onno Tunç’un 90’ları dizayn eden dokunuşunun hakim olduğu şarkı, “Hadi Bakalım”dan sonra bu albümde şahsen benim en sevdiğim çalışma.
Yazıyı bitirirken, albümün yapım künyesini de anmadan geçmek istemiyorum:
Müzikal direktör: Onno Tunç
Yapımcı: Kudret Coşkun
Stüdyo: İstanbul Gelişim Stüdyoları
Mix: Curtis Schwartz
Tonmaister: Duyal Karagözoğlu / Aykut Gürel
Dia: Adil Gültekin
Dilim döndüğünce, 80’ler ve 90’lara doğru kısa bir yakın tarih yolculuğuna çıktım. Ben anlatırken keyif aldım, umarım siz de okurken keyif alırsınız. Başka bir müzikli yolculukta yeniden görüşmek üzere!