90’lara damga vuran seçim şarkıları: “Hadi bakalım sandıklara…” | Batıkan Baksı

Uzun zamandır karantina günlerinde, evlere kapanmış işlerimizi yaparken bir yandan da pek de hazzetmediğim yaz sıcakları kendini göstermeye başladı. Ne kadar “ev kuşu” olsam da bu süreçten ben bile sıkılmaya başladım. Normalleşmeye başlasak da hâlâ “yeni normal”e uyum gösteremeyenlerdenim; home-office denen sistem benim için en makbulü. Normalleştik diye sokağa koşan nüfusun içinde olmaktansa, süreci biraz daha dışarıdan izleyip kontrollü sosyal yaşama sonradan dahil olmayı tercih edeceğim gibi gözüküyor.

Bu süreçte, eski bilgileri tazelemeyi, var olanlara yenilerini katmayı ve müzikli tarihte enteresan bilgilere ulaşmayı da ihmal etmedim. Uzun zamandır yazmayı beklediğim ama bir türlü fırsat bulamadığım bir yazıyı da hayata geçirmeye de karar verdim. 90’ları ne kadar sevdiğimden hep bahsetmişimdir. Ülkede yenilik rüzgarlarının esmeye başladığı, insanların her gün farklı bir gelişmeyle karşılaştığı, toplumsal hayatı karanlığa sürükleyen 12 Eylül 1980 Darbesi’nin kalıntılarının varlığını sürdürdüğü; gerek siyasi gerek kültürel değişimlerin doruğa çıktığı bu 10 yılı araştırmak beni hep heyecanlandırıyor. 

Bu seferki yazımda, anladığınız üzere, 90’lı yıllara uzanacak ve bu 10 yıla damgasını vurmuş seçim müzikleri arasından seçtiklerimi, dinlerken keyiflendiklerimi, “Bunu da mı yapmışlar!” dediklerimi anlatacağım.  Seçim şarkıları oldum olası ilgimi çekmiştir. Gazetecilik okumamın da bunda büyük etkisi var tabii. Siyasi görüş farketmeksizin, evin önünden geçen her seçim arabasının çaldığı müziğe kulağımı kabartıp, ne anlattığını dinlemeyi çok severim. Her ne kadar ses sistemi yüzünden bir süre sonra gürültü kirliliğine sebep olsalar da tarihe tanıklık etmesi bakımından her zaman hafızamda taşıdığım siyasal iletişim araçlarından biri seçim şarkıları. Aslında gönül, Türkiye’deki ilk seçim şarkısından başlayarak anlatmak isterdi bu konuyu ama lafı çok uzatmak istemedim.

90’lar dönem gereği genel olarak sağ partilerin birbiri arasındaki mücadelesine tanık olduğu için anlatacağım şarkıların geneli de bunlar olacak. 1991 Genel Seçimleri’nden 1999 Genel Seçimleri’ne kadar sıralayacağım seçim şarkılarından hikayesi olanlara da değinerek, yakın seçim tarihinin müzikli bir kısa özetini yapacağım. Benim keyif aldığım kadar sizin de keyif alarak okumanız ve dinlemeniz dileğiyle meseleyi anlatmaya başlıyorum. Kemerleri bağlayın; 90’lara ışınlanıyoruz!

“ANAP’ımız var, bir de başkanımız var”

Türkiye’nin yakın geçmişine baktığımızda siyasi amaçla kullanılan ilk kayıtların İsmet İnönü yönetimine denk geldiğini görüyoruz. 1943 seçimleri öncesinde İsmet İnönü’nün köylere ve kasabalara gönderdiği taş plakların siyasi propaganda öğeleri içerdiği ve bu şekilde halktan oy istendiği biliniyor. Demokrat Parti döneminde seçim alanlarında pek de kullanılmayan müzikli propaganda, tam manasıyla 1965 yılında, Türkiye İşçi Partisi’nin Tülay German tarafından seslendirilen “Yarının Şarkısı” parçasıyla başladı.

70’lerde CHP ve Adalet Partisi arasındaki çekişmelerin de bir sonucu olan popüler şarkıları seçim şarkısına uyarlama furyası, demokrasiye darbe vuran 12 Eylül’den sonraki 1983 Genel Seçimleri’yle daha büyüyerek devam etti. Siyasal iletişime çok önem veren Turgut Özal ile birlikte seçim meydanları daha önce hiç alışık olmadığı görüntülere sahne oldu. Arabesk müzikle arasının iyi olduğunu her fırsatta dile getiren Turgut Özal, Türkiye’nin çok yakından tanıdığı bir şarkı olan “Arım, Balım, Peteğim”i ANAP’a uygun şekilde düzenleterek, seçim meydanları ve arabalarında yayınladı. Aynı döneme ait bir diğer çalışma da Huşeng Azeroğlu’ndan bildiğimiz “Size Selam Getirmişem” şarkısıydı. 

1970’lerde plak olarak basılan seçim müzikleri, 1980’den itibaren kasetlere dolmaya başlamış ve ANAP’ın seçim şarkıları meydanların dışında halkın arasında da kendini göstermişti. Lider odaklı çalışmalar yaptıran Turgut Özal, 1990’lara cumhurbaşkanı olarak girerken, partisi ANAP da yeni bir genel başkanla 1991 seçimlerine hazırlanacaktı.

İşte, yazıma başlık olarak seçtiğim söz de tam bu dönemden, 1991 Genel Seçimleri’nde ANAP’ın hazırlattığı bir şarkıdan… Üstelik biz bu şarkıyı çok yakından; Türk popunun usta ismi Sezen Aksu’dan tanıyoruz. Sözlerini Aysel Gürel’in yazdığı, bestesini Onno Tunç’un yaptığı “Hadi Bakalım”, Türk popuna damga vurmakla kalmamış, üstüne bir de seçim tarihimizde hiç unutulmayacak bir yere sahip olmuştu. Şarkıda “ANAP’ımız var, bir de başkanımız var” diyor ve devam ediyordu: “Anavatan en başta / Bu bitmeyen yarışta / Koşuyor Mesut Yılmaz  / Yılmadan azimle en başta”

Yılmaz Karakoyunlu’nun anlattığına göre, Mesut Yılmaz’ın 1991 seçimlerine hazırlanırken ünlü Fransız reklamcı Jacques Séguéla ile yaptığı işbirliğini bitirmesinin ardından Türker İnanoğlu’nun dönemin popüler şarkılarını ANAP’a uyarlama fikrini benimsemiş ve bu fikir epey büyük ilgi uyandırmış, müzikli tarihimize iki farklı seçim şarkısı kazandırmıştı. “Hadi Bakalım”dan sonra ANAP, gençleri de kendisine çekmek için sözlerini Aysel Gürel’in sözlerini yazdığı, Yonca Evcimik’in seslendirdiği “Abone” şarkısından da seçim şarkısı yaratmıştı. 

Kolay ezberlenen sözleri ve ritmik yapılarıyla hâlâ akıllarda olan bu iki seçim şarkısı ANAP’a rakibi DYP karşısında zafer kazandıramasa da, ANAP deyince akıllara ilk gelen şeylerden oldu.

“Gözün aydın Türkiye, ak güvercin geliyor”

DYP demişken, Süleyman Demirel yönetimindeki parti, o dönem herhangi bir seçim müziği kullanmamıştı. Buna rağmen iletişim stratejisi işe yaramış ve 1991 seçimlerinden DYP birinci parti olarak çıkmıştı. Ancak seçime katılan diğer partilerden de ANAP gibi seçim müziği kullananlar vardı. Erdal İnönü yönetimindeki SHP, örneğin, bu modaya hepimizin Akrep Nalan’dan tanıdığı, aslında Adamo’nun 1963’te çıkardığı “Car Je Veux”un aranjesi olan “Karlar Düşer”in SHP’ye uyarlanmış versiyonunu meydanlara çıkarmıştı.

1991’in soldaki bir diğer partisi DSP, adı anıldığında akıllara ilk gelen o meşhur seçim şarkısıyla seçim meydanlarına inmişti. Sözlerini Bülent Ecevit’in kendisinin yazdığı “Ak Güvercin”, çeşitli versiyonlarıyla çalınmaya hep devam etti. “Gözün aydın Türkiye, ak güvercin geliyor! / Güçlendikçe DSP, halkın yüzü gülüyor” sözleriyle akıllara kazınan şarkı 2002 yılındaki seçimlerde Anadolu motiflerinden uzak bir altyapıyla da kullanılmıştı.

O döneme kadar hep mehter marşı gibi kahramanlık şarkılarıyla meydana çıkan Refah Partisi de bir değişiklik yaparak 1991 seçimlerine muhafazakar kimliğiyle de bilinen Yıldırım Gürses’in seslendirdiği “Müjdeler Olsun Refah Geliyor” şarkısıyla girmişti. Dini ve milli öğelerin kullanıldığı şarkıyla muhafazakar kesimin oyu hedeflenmiş ve seçim sonuçlarına bakılırsa bu başarılmıştı. 

“Dertleri bitmez İstanbul’un, bıktım illallah”

1994 yılı, Türkiye siyasetinde çeşitli kırılmaların yaşanmaya başladığı, ülkede yaşanan politik olaylarla beraber bir eksen kaymasının meydana geldiği bir yıl olma özelliği de taşıyor. 27 Mart’ta gerçekleşen yerel seçimler de sonuçları itibariyle tüm Türkiye’nin değişen politik tabloyu yorumlamaya çalıştığı bir siyasi iklime sunuyor. Benimse bu dönemden ilgimi çeken seçim şarkılarının başında Refah Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın kullandığı “Tamam İnşallah” geliyor. 

“Bu şarkının ne özelliği var?” diyebilirsiniz. Özelliği şu: Şarkı başladığı andan itibaren duyduğumuz müzik, hepimizin aslında çok yakından tanıdığı ve ne zaman çalsa eşlik etmekten kendimizi alamadığımız bir şarkının müziği. Erkin Koray’ın unutulmaz çalışması “Fesuphanallah”’ın! Popüler şarkıları kullanma modasına uyan RP, birbirinden farklı siyasi kimliklere sahip İstanbul’lu seçmeni bir araya getirmek amacıyla bu şarkıyı seçmişti. “Dertleri bitmez İstanbul’un, bıktım illallah, biri biterken öbürü de başlar, vermesin Allah” şeklinde devam eden şarkı, RP’ye İstanbul’un anahtarını da kazandırmıştı. 

Çekişmeler ve şarkılar: 1995 Genel Seçimleri

1990’ların ortasına ulaştığımızda seçim meydanlarının yine çok eğlenceli şarkılara ev sahipliği yaptığını görüyoruz. 1995 Genel Seçimleri, Türkiye seçim tarihinin en çekişmeli geçen, sonuçlarıyla en çok şaşırtan seçimlerinden biri. 

O yıl meydanları dolduran partiler arasında ANAP, CHP, DSP, DYP, MHP ve RP vardır; 1991 seçimlerinde olduğu gibi popüler şarkılara yazılan sözler yine ön plandadır. Özellikle ANAP ve DYP’nin kullandığı şarkılar hâlâ akıllardan çıkmayan, o dönem yaşanan sürtüşmelerle hep hatırlanan şarkılardan.

ANAP’ın o dönem kullandığı şarkı olan “Hasretim ANAP’a”, Türk popunun en bilinen şarkılarından İzel’in Hasretim şarkısından devşirme bir seçim şarkısı. “Oy Mesut, denizleri aş da gel kurbanın olam, kurtar bizi bunlardan ne olur” sözleriyle de dikkat çeken şarkıyı her dinlediğimde içinde geçen “denizleri aş da gel” kısmı, nedense aklıma CHP lideri Deniz Baykal’a gönderme yapılmış olduğu fikrini getiriyor. Belki de sadece benim varsayımımdır, neyse… 

ANAP’ın o dönem bir şarkısı da var ki DYP ile aralarında ihtilafa yol açmıştır: “Haydi Şimdi Bütün Oylar ANAP’a!” Çelik’in ayrılmasının ardından İzel-Ercan olarak kalan grubun 1993’te çıkardığı “Eller Havaya” şarkısının yine ANAP’a uyarlanmış hali, seçim meydanlarını harekete geçirirken, şarkının haklarına sahip olduğunu iddia eden DYP ile sürtüşmeler yaşanmasına da neden olmuştu. 

Dönemin popüler seçim şarkılarına sahip bir diğer parti olan DYP ise o dönem geleneği bozmamış, Tansu Çiller’in liderliğinde girdiği seçimlerde İzel’in “Biz Hep Böyleyiz” şarkısının sözleri değiştirilmiş versiyonu “Haydi Türkiyem İleri” adlı seçim şarkısını kullanmıştı. “Biz el ele gönül gönüle biz beraberiz, Tansu Çiller’le daha ileriye, biz hep böyleyiz” sözleri ve İzel’in yorumuyla meydanları dolduran DYP, bu şarkıyla beraber özel bir reklam filmi de hazırlamıştı. 

CHP’ye gelince…  Deniz Baykal ile girdiği bu ilk seçimde popüler bir şarkıyla seçmeninin karşısına çıkmadı. “Sen Memleketimsin” adı verilen seçim şarkısının internette maalesef bir kaydı yok. Seçimlerin bir diğer sol partisi olan DSP ise sosyal demokrat misyonunu anlattığı şarkısında Anadolu motiflerini kullanırken “Halk üretendir, hak üretende / Emek senindir, ürün de sende,” diyerek üreticilerden halkın her kesimine seslenmişti. 

1995 yılı MHP için de Alparslan Türkeş ile girilen son seçim olma özelliği taşıyor. Türkeş için hazırlanan seçim şarkısı “Türkeş Gelecek”, lider odaklı seçim müziklerinin bir örneği. 

1994’te yükselme trendi gösteren RP ise 1995 yılındaki seçimlere sonradan birçok versiyonunu duyacağımız klasik seçim şarkısı “Refah’ın Vakti Geldi”yle katılmıştı. Muhafazakar kesimi etkileyecek, adil düzenden bahseden, ilahi benzeri bir müzikle ortaya çıkan “Refah’ın Vakti Geldi”, seçim müzikleri tarihimizde kulakların aşina olduğu bir şarkı… “Vatandaş gülsün diye, garip sevinsin diye, haksız utansın diye, Refah’ın vakti geldi” sözleriyle meydanları dolduran RP, o seçimlerden zaferle çıkmayı başardı. 

Yeni milenyuma doğru

1999 yılı, gerek yeni milenyumdan önceki son seçime sahne olması gerekse Türkiye’nin tarihini değiştirecek olaylara yol açması sebebiyle çok özel bir yıl. 1999 Genel Seçimleri, hayal meyal hatırladığım ilk seçim olma özelliğini de taşıyor. 5 yaşında bir çocuk olarak ailemle beraber oy kullanmaya gitmiş, gün boyu yaşanan konuşmalara şahit olmuştum. 

1999’a geldiğimizde, seçim meydanlarına hakim olan partilerin pek de değişmediğini, seçim şarkısı türlerinin popüler müzikten şaşmadığını, sadece dönemin şartları itibariyle bahsedilen konuların biraz farklılaştığını görüyoruz. Bu seçimde 90’lar siyaset sahnesinin önemli aktörlerinden ANAP, merkez sağa yeniden liderlik etmeye niyetli DYP, sosyal demokratları bir araya getirmek isteyen DSP, milliyetçi oyları toplamayı hedefleyen MHP ve muhafazakarları temsil eden Fazilet Partisi en ön plana çıkan partilerdi. Belirledikleri seçim şarkılarıyla da seçimlere damgasını vuran bu partiler, milenyumda Türkiye’yi yönetmek için programlarını da gözden geçirmişlerdi. 

ANAP, dönemin en ünlü pop şarkıcılarından (Ebru Gündeş, Serdar Ortaç, Ercan Saatçi, Çelik, Burcu Güneş, Ege) bir koro oluşturarak sözlerini Berna Yılmaz’ın yazdığı “İşte Benim Türkiyem” adlı şarkıyla meydanlara çıktı. Çektiği kliple de şarkıyı destekledi. Merkez sağın bir diğer partisi DYP ise bu seçimlerde birbirinden farklı şarkılar kullandı. Zamanında ANAP’ın sahiplendiği popüler kültürü artık DYP üstleniyordu. Dönemin meşhur Anadolu rock grubu Ayna’nın Türkiye’ye tanıttığı “Ceylan”, Mustafa Sandal’ın ünlü “Bu Kız Beni Görmeli” ve yakın zamanda Altın Gün’den de dinlediğimiz “Caney” türküsü “Harran Ovası” adıyla DYP tarafından kullanılırken, şarkıların sözlerinde Tansu Çiller ön planda yer alıyordu. Benim için aralarında en dikkatimi çeken sözlerse “Bu Kız Beni Görmeli”ye yazılan “Kardak kayasına çıkmış birkaç deli, bu bacın korkmadı, kürsüden kükredi, bu bayrak inecek, bu asker gidecek, dünya alem Türk’ün gücünü görecek” sözleri olmuştu. 

Sosyal demokratların tercihi DSP, kendisiyle özdeşleşmiş “Ak Güvercin”i kullanmaya devam ederken, dönemin yükselen milliyetçilik akımından payını almaya niyetli MHP, Mustafa Yıldızdoğan’ın şarkısı “Ölürüm Türkiyem”i seçim meydanlarına taşıdı. Dönemin arşivlerinden seçim haberlerine baktığımızda Fazilet Partisi’nin, o dönem için Ayna’nın “Dön Bak Aynaya” şarkısını kullanmak istemiş olduğunu görüyoruz. Bu, Fazilet Partisi içinde şarkının orijinali olan “Rasputin”den dolayı yankı uyandırmış olsa da şarkı yine de seçim meydanlarını doldurdu. Mahsun Kırmızıgül’le meşhur olan “Yıkılmadım Ayaktayım” şarkısını da bir alternatif olarak değerlendiren FP, sonunda seçim meydanlarında o dönem Grup Laçin’le ön plana çıkan anonim türkü “Bekar Gezelim”i kullandı.

***

Plaklarla ta İttihat ve Terakki döneminde başlayan siyasi propaganda mevzuları, her geçen 10 yılda daha da gelişerek ve büyüyerek devam etti. Partilerin politikalarıyla birlikte, birbirlerine karşı verdikleri mücadeleler siyasal iletişimin en eğlenceli ayaklarından biriyle; seçim müzikleriyle hep sürdü. Sonucunda da ortaya kulaklardan hiç silinmeyen, bazen polemiklere sebep olan, popüler kültüre dokunan seçim müzikleri çıktı. Günümüzdeki seçim müzikleri 90’lardaki kadar popüler şarkılara dokunmasa da, hâlâ bazen aşina olduğumuz şarkıların düzenlenmiş hallerini de duyabiliyoruz. Bu yüzden her seçim dönemi, benim için yeni şarkılar keşfetme dönemi olma özelliği de taşıyor. Bu yazımda merak ederek dinlediğim, dinlerken şaşırdığım, keşfettikçe heyecanlandığım, bazılarını ilk duyduğumdan beri hatırladığım seçim müziklerini anlatmaya çalıştım. Ben dinlerken, araştırırken ve anlatırken çok keyif aldım. Umarım siz de okurken keyif alırsınız. Bir sonraki yazıya kadar, görüşmek üzere!