Ennio Morricone: Unutulmaz 10 film müziği | Sevgi Aydoğan

Sinemaya merak saldığımdan beri Guiseppe Tornatore benim için hep özel bir yönetmen oldu. Maléna (2000) ve Cinema Paradiso (1988), özelikle, ilk izlediğimde (ve her izlediğimde) beni etkileyen filmlerdi. Bugün öğrendim o filmleri bu kadar etkileyici kılmakta en az Tornatore kadar pay sahibi olan kişi, Ennio Morricone aramızdan ayrılmış. 

Ennio Morricone, 91 yaşındaydı. Ancak onun gibi insanlar hiçbir zaman yaşlı sayılmaz çünkü hiç yaşlanmayan işlere imza atmışlardır. Morricone de Sergio Leone ve Guiseppe Tornatore ile kurduğu işbirliklerinde ürettiği film müziklerinin yanı sıra diğer dört yüzü aşkın çalışmasıyla hep genç kalacaklar kervanına çoktan katıldı.

Bu listede, onun yüzlerce işinden en önemli gördüğüm on tanesine değindim. Tam anlamıyla nesnel davrandığımı söyleyemem, yoksa mesela bir La Battagli di Algeri (1969) film müziğini de buraya almalıydım. Ancak tamamen kişisel de davranmadım. Sonuçta Ennio Morricone’nin film müziklerine dair giriş niteliğinde bir liste ortaya koydum sanırım. Dilerim keyifle okur, bir yandan da dinlersiniz.

A Fistful of Dollars (1964)

Sergio Leone imzalı Dolar Üçlemesi, üç filmiyle de Spaghetti Western diye bilinen türün en başarılı örneklerini sunmuştu. Bu üçlemenin başarısında Ennio Morricone’nin yaptığı müzikler de kuşkusuz büyük rol oynadı. 

Morricone’nin üçlemenin ilk filmi A Fistful of Dollars için yaptığı müzikler, Leone’nin western türüne getirdiği yeni soluğun müzikal bir yansımasıydı. İtalyan besteci, kendisini dünyaca meşhur eden bu çalışmasında geleneksel western müziğini biraz jazzy biraz Avrupai bir tınıyla yeniden yaratmıştı. Bu müziklerde İspanyol gitarları ıslık sesleri, ziller, trompetler ve bazen elektro gitarlarla bir araya geliyordu. 

A Fistful of Dollars’ın tema müziği ise aslında bir Woody Guthrie şarkısı olan “Pastures of Plenty”nin Peter Tavis versiyonunun enstrümantal düzenlemesiydi. Morricone akıllı insandı; İtalyan işi de olsa westernin ata topraklarına el uzatmayı ihmal etmemişti.  

The Good, The Bad & The Ugly (1966)

Dolar Üçlemesi’nin For a Few Dollars More (1965) ardından gelen üçüncü ve son filmi The Good, The Bad & The Ugly western dendi mi dünyada akla gelen ilk yapımlardan. Clint Eastwood, Lee Van Cleef ve Eli Wallach’ın muhteşem oyunculuklarıyla klasikleşen filmin Ennio Morricone imzalı müzikleri ise belki filmden bile daha meşhur. 

Filmin tema müziğini yeni nesiller bile tanıyor. Bir sopayı kendine at yapıp evde kovboyculuk oynayan herkes o müziğin bir çakalın ulumasını temsil eden açılış melodisini ıslığıyla çalmıştır. Bu ünlü parça, Vahşi Batı atmosferini ne kadar başarılı kuruyorsa The Shadows’u andıran gitarlarıyla çağını, yani 60’ları da bir o kadar başarılı yansıtıyordu. Bu öyle etkileyici bir parçaydı ki, 1968’de Hugo Montenegro tarafından pop tarzında yorumlanmış ve hem ABD’de hem Birleşik Krallık’ta listelere girmeyi başarmıştı. 

Ennio Morricone’nin The Good, The Bad & The Ugly’de imza attığı tek unutulmaz iş bu tema parçası değil elbette. Hiç Metallica konseri izlediniz mi? Hani konserlerin başında, grup daha sahneye çıkmadan çalan bir parça vardır… “Ecstasy of Gold”. Gergin, birazdan kıyametin kopacağını haber verir gibi epik bir şarkı. İşte o şarkıyı Ennio Morricone, bu film için bestelemiştir. Edda Dell’orso’nun sözsüz vokali bu parçada çok etkileyicidir.

Sonuçta plak formatında birkaç yeni baskısı da yapılan The Good, The Bad & The Ugly müzikleri sadece Ennio Morricone’nin en parlak işlerinden biri değil sinema salonlarında yankılanmış en görkemli müziklerdendir.

Once Upon A Time In The West (1968)

Yine klasikleşmiş bir Sergio Leone western’i, yine Ennio Morricone imzalı muhteşem müzikler… Başrollerini Henry Fonda ve Charles Branson gibi iki yıldızın paylaştığı bu film, Dolar Üçlemesi’nden sonra ne yönetmenin ne de bestecinin Vahşi Batı’ya dair sözünün bitmediğini herkese göstermişti. 

Bu filmin müzikleri, Dolar Üçlemesi’ne nazaran daha liriktir. İtalyan şarkıcı Edda Dell’orso’nun sözsüz vokali, burada önceki üç filmin müziklerine göre çok daha ön plandadır ve eşsizdir. “Armonica” parçasında Franco de Gimini’nin mızıkasıyla distorte edilmiş gitarın karşılaşması ise Vahşi Batı’nın tüm tekinsizliğini apaçık gösterir. 

Vergogna Schifosi (1969)

Bazı filmleri pek sevmezsiniz ama öyle müzikleri vardır ki görmezden gelemezsiniz. Mauro Severino’nun Vergogna Schifosi filmi de bunlardan biri. Bir cinayet hikayesi etrafında 1968’in o protest ortamına tanık oluyoruz; iyi bir film olsa da pek parlak sayılmaz. Ancak aynı şeyi Ennio Morricone imzalı müzikleri için söyleyemeyiz.

Bu filmin müzikleri, Morricone diskografisinde çok özgün bir yere sahip. Dönemin pop müziğinden esintiler taşımanın ötesinde neredeyse o pop müzik akımının parçası oluyor. Hem de çok heyecan verici bir parçası.

Döneminde albüm olarak da basılan Vergogna Schifosi film müziklerinin orijinal birinci baskı plağını bulmak ise Ennio Moricone’nin kendisini bulmak kadar zor. Zaten bulur da almak isterseniz 500-600 euroları gözden çıkarmanız gerekir.

Maddalena (1971)

Jerzy Kawalerowicz’nin Maddalena filmi belki klasikleşmiş bir film değil. Ancak bu filmin müziklerinin Ennio Morricone diskografisinde önemli bir yere sahip olduğu su götürmez. Melankoli, neşe ve tekinsizlik. Maddalena film müziği, işte bu üç duygusunun birlikteliğinin ifadesi. 

Bu filmden birkaç parça çıktığı gibi çok sevilmişti. Özellikle Morricone konserlerinin de vazgeçilmezlerinden olan “Chi Mai” parçası, birkaç kez başka filmlerde ve dizilerde de kullanılacak kadar tutmuştu. Öyle ki bu parça 1981 yılında The Shadows tarafından yorumlanmış, The Life and Times of David Lloyd George dizisinde kullanılmış, Birleşik Krallık Pop Listeleri’nde iki numaraya kadar çıkmayı başarmıştı. 

Le Professionel  (1981)

Tamam, başrolünde Jean-Paul Belmondo’nun olduğu bir suç filmi zaten yeterince heyecan uyandırıyor ama bir de müziklerini Ennio Morricone yapmışsa…

Öncelikle, Maddalena’nın yıldızı olan ve 1981 yılında damgasını vuran “Chi Mai” bu filmde de yer alıyordu. Ancak filmin müziklerine damgasını vuran asıl parça “Le Vent Le Cri”ydi. Birçok Yeşilçam filminde de duyduğumuz bu parça, sanki büyülü. Bir kez dinlemeye başladığınızda kendinizi kaptırıyorsunuz. Le Professionel filminin müzikleri, çağdaş müzikle orkestral müziği bir araya getirmesi ve 80’ler atmosferini yansıtması açısından da önemli. 

The Mission (1986)

Ennio Morricone, başrollerini Robert de Niro ile Jeremy Irons’ın paylaştığı bu Roland Joffé filmi için yaptığı müziklerle Oscar’a aday gösterilmiş ama o sene ödül Round Midnight için Herbie Hancock’a verilmişti. Zaten Akademi, belki fazla İtalyan bulduğundan Ennio Morricone’yi pek sevmemiş, sadece iki defa ödüllendirmişti. Bunlardan biri, 2007’de günah çıkarır gibi verdikleri Onur Ödülü’ydü. Diğeri ise 2016’da, The Hateful Eight (2015) için yaptığı müziklere verdikleri ödüldü.

The Mission, 18. yüzyılda Güney Amerika’da misyonerlik faaliyeti yürüten Cizvitlerin deneyimlerini anlatan bir film. Ennio Morricone de filmin konusuna uygun olarak gösterişli korolarla ilkel davulları bir araya getirmiş. Cizvitlerin Güney Amerikalı yerlilerle karşılaşması, böylece müzikte temsil bulmuş. 

Cinema Paradiso (1988)

Ennio Morricone, iki yönetmenle uzun süreli işbirliği kurmuştu. Biri, Sergio Leone’ydi. Diğer ise Guiseppe Tornatore. Tornatore ile Morricone’nin işbirliğini bir daha bitmemek üzere başlatan ise 1989 tarihli Cinema Paradiso filmiydi ve bu muhteşem bir başlangıç olmuştu. 

Cinema Paradiso, tam anlamıyla bir İtalya filmiydi ama nostaljik, eskiye özlem duyan, naif bir İtalya filmi. Onun tüm bu naifliği, müziğine de yansımıştı. Morricone duygusal yükü yoğun ama incelikli bir iş çıkarmıştı. Bu işiye le de BAFTA Ödülü’ne layık görülmüştü. 

Film müziği plağı toplayanlar için şunu belirteyim: Cinema Paradiso soundtrack albümünü plak formatında bulmak yeni baskıları yapıldığından çok güç değil ama orijinal ilk baskısını bulmak ne yazık ki güç. Mercury etiketiyle yayınlanan bu albümü yaklaşık bir yıldır bulunduğum İtalya’da bir kez bile görmedim. 

Maléna (2000)


Yine Tornatore, yine Morricone. İkinci Dünya Savaşı sırasında Sicilya’da geçen ve başrolünde Monica Belluci’nin yer aldığı Maléna, bir grup genç oğlanı cinsellikle tanıştıran bir kadının romantik hikayesini anlatsa da tuhaf bir neşeye sahip, alttan alta faşizm eleştirileri de barındıran bir Tornatore filmi. 

Ennio Morricone, bu film için filmin ruhuna uygun olarak yer yer neşeli, yer yer romantik ve erotik, yer yer tekinsiz müzikler bestelemiş. Maléna’nın müzikleri görkemli yaylı düzenlemeleri, neşeli piyanolarıyla birçoklarına göre Oscar almayı hak ediyordu ama Morricone, bu çalışmasıyla da ancak adaylıkla yetinmek durumunda kalmıştı. 

Baarìa (2009)

Baarìa bence biraz hakkı yenen filmlerden. İki saat kırk üç dakikalık bu Tornatore filmi, kısmen otobiyografik bir yapım. Tornatore, kendi doğduğu Sicilya kasabasındaki bir ailenin üç neslinin öyküsünü anlatıyor. 

Filmin Ennio Morricone imzalı müzikleri ise tıpkı Cinema Paradiso gibi duygusal açıdan epey yüklü. Belki en çarpıcı Morricone çalışmalarından değil ama bir defa açtığınızda, tıpkı filmin kendisi gibi sizi kitliyor.