“Bu yıl Galatasaray her yıldan üstün!” | Onur Bayrakçeken
Sportif Plaklar - yazı no. 2
Galatasaray, 1971/72 şampiyonluğunu kutladığı bu “Aslan Galatasaray Cim Bom Bom” plağıyla sonraki sezon da şampiyonluk kutladı. Fakat bu şampiyonluk bir fetret devrinin de başlangıcını imledi
7 Haziran 1987, İstanbul Ali Sami Yen Stadı. Tribünler tıklım tıklım dolu. Kapalı’dan Eski Açık’a, Eski Açık’tan Numaralı’ya, Numaralı’dan Yeni Açık’a dalga dalga bir tezahürat yayılıyor: “Tribünlerde coşacaksın, kupaları alacaksın, sen şampiyon olacaksın, seni sevmeyen ölsün! Ölsün!”
Galatasaray’ın yıllar süren şampiyonluk hasretini bitiren o meşhur Eskişehir maçında Ali Sami Yen tribünlerini inleten bu tezahürat, sarı-kırmızılı taraftarların dilinden yıllardır hiç düşmedi. Diğer renklere öfkenin değil sarı-kırmızı bir inancın, sevginin, sadakatin şarkısıydı bu. Milyonlarca insanı aynı histe bir araya getiren armaya sadakat, sahada forması için ter döken futbolculara sevgi ve o eski güzel günlere dönüleceğine olan inanç “Seni sevmeyen ölsün” tezahüratında ses bulmuştu.
O eski güzel günler ki Galatasaray’ın zirvedeki yerini üç yıl üst üste kimselere bırakmamasıyla geçmişti. Sarı-kırmızılılar, 1970-71, 1971-72 ve 1972-73 sezonlarında şampiyon olurken Ali Sami Yen tribünleri her zaferin ardından İngiliz teknik direktör Brian Birch’ün efsaneleşen yumruğuyla coşuyor, hiç bitmeyecek gibi gelen lig hakimiyetinin tadını çıkarıyordu. Üçüncü şampiyonluk, o zamanki adıyla Türkiye 1. Ligi’nin de üst üste kazanılan şampiyonluk rekoruydu. Daha önce hiçbir takım üst üste üç kere şampiyon olmamıştı. Bu anlamlı şampiyonluk serisi, ikinci yılında bir de şampiyonluk plağıyla taçlanmıştı. Ne ironik ki, henüz kimse bilmiyordu ama bu ‘taç’ 14 yıl sürecek bir ‘fetret devri’nin de başlangıcını simgeliyordu. Galatasaray, üst üste kazandığı bu üç şampiyonluğun ardından 14 yıl şampiyonluk göremedi. Bu fetret devri, 7 Haziran 1987 günü oynanan o Eskişehir maçıyla son bulacak ve Galatasaraylı taraftarlar “Bu yıl Galatasaray her yıldan üstün!” diyebilecekti. Tıpkı, yıllar önce yayınlanmış o şampiyonluk plağının dediği gibi…
28 Mayıs 1972. Ligin son maçında, Eskişehir ve Fenerbahçe’nin iki puan önünde (o zamanlar galibiyete iki puan verildiğini hatırlatalım) liderlik koltuğunda oturan Galatasaray’ın rakibi Boluspor’du. Sarı-kırmızılı taraftarlar, bir galibiyet uzaklıktaki şampiyonluğu kutlamak için İstanbul Ali Sami Yen Stadı’nı hınca hınç doldurmuşlardı. Brian Birch, önceki sezonun aksine bu defa kulübede yalnızdı. Galatasaray’a 1970-71 sezonu başında gelen İngiliz teknik adam, ilk yılında Coşkun Özarı’yla birlikte çalışmış ve basın “İki hocayla olur mu bu iş?” diye soradursun, Birch – Özarı ikilisinin uyumlu çalışması sarı-kırmızılılara şampiyonluk getirmişti. Üst üste ikinci şampiyonluğun ilan edileceği bu 28 Mayıs gününde ise Coşkun Özarı tribündeydi. Çağdaş idman yöntemleriyle takıma müthiş bir kondisyon yüklemesiyle meşhur Brian Birch, artık kulübede tek yetkiliydi.
Galatasaray sahaya Nihat Akbay, Tuncay Temeller, Ekrem Günalp, Muzaffer Sipahi, Mehmet Oğuz, Bülent Ünder, Aydın Güleş, Uğur Köken, Ayhan Elmastaşoğlu, Gökmen Özdenak, Metin Kurt ilk 11’iyle çıktı. İlk gol, daha sekizinci dakikada Gökmen Özdenak’ın ayağından geldi. “Ayı” lakabıyla anılsa ve bugün spor programlarındaki gafları, tuhaf şapkaları ve eğlenceli halleriyle bilinse de Gökmen, ligin en iyi golcülerindendi. Nitekim Galatasaray’ın şampiyonluğunu daha ilk yarıdan neredeyse garantileyecek gol de onun ayağından gelecekti. Gelin bu golü elimizdeki kırkbeşlik plağın, “Aslan Galatasaray Cim Bom Bom” plağının B yüzünü takıp usta spiker Orhan Ayhan’dan dinleyelim: “Top şimdi Mehmet’te. Mehmet aldı, orta çizgiyi biraz geçti. Taç çizgisinin hemen içerisinde. Kaydı kaydı, Bülent’i gördü. Bülent aldı abisinden topu, içeri doğru giriyor. İki çalım attıktan sonra Gökmen’e verdi. Gökmen ceza sahasının bir iki metre dışında duruyor. Kendisine gelen topu şöyle bir tarttı. Birdenbire döndü. Ters tarafa vurmak üzere topu. Vurdu, zımba gibi bir gol! Goool! Son yılların en büyük golünü attı Gökmen ve böylece Galatasaray geçen seneden bu yana ikinci kez yine şampiyon. Galatasaray üst üsüte ikinci kez şampiyon, şampiyon Galatasaray!”
Galatasaray, bundan bir yıl sonra da şampiyon olacak ve Orhan Ayhan’a “üst üste üçüncü kez şampiyon” dedirtecekti ama biz şimdi burada duralım. Çünkü mevzubahis “Aslan Galatasaray Cim Bom Bom” plağı, Gökmen Özdenak’ın sarı-kırmızılılara üst üste ikinci ve toplamda beşinci şampiyonluklarını getiren bu golünden kısa bir süre sonra çıkıyor. Bu gol anlatımının yer aldığı “Galatasaray’ın Altın Yılı” isimli B yüzünde Orhan Ayhan bir de Metin Oktay golü anlatıyor. 10 Haziran 1959, Milli Lig Finali ilk maçı, Dolmabahçe Stadı. Galatasaray, Fenerbahçe’yi Taçsız Kral’ın bu golüyle 1-0 deviriyor. Ne ki iki ayaklı finalin rövanşını Fenerbahçe 4-0 gibi bir farkla kazanıp profesyonel ligin ilk şampiyonu olacak, o başka.
Aslında “Aslan Galatasaray Cim Bom Bom” adıyla bir kırkbeşlik daha var. 1970 yılında Gül Plak etiketiyle çıkan bu plağın A yüzündeki fena halde uyduruk “Samanyolu” uyarlamasını Erol Solak seslendiriyor. Bizim konu ettiğimiz 1972 tarihli plağın altında da – bu defa ‘hazırlayan’ sıfatıyla – yine Erol Solak’ın imzası var ama ona 1945-55 yılları arasında Galatasaray forması giyen eski milli futbolcu Necmi Erdoğdu da eşlik ediyor. Bununla birlikte, aslan payı Yıldırım Gürses’in çünkü plağın A yüzündeki pek güzel “Şampiyon Galatasaray Marşı”nı yöneten o.
“Şampiyon Galatasaray Marşı” seneler sonra, bence en güzel Galatasaray marşı albümü olan ‘İşte Galatasaray’ (1994) albümünde de “Pupa Yelken” adıyla, sözleri çok az değişik şekilde yer almıştır
Bu marşın melodisini Galatasaray şarkılarına meraklı olanlar hemen bilir. “Şampiyon Galatasaray Marşı” seneler sonra, bence en güzel Galatasaray marşı albümü olan İşte Galatasaray (1994) albümünde de “Pupa Yelken” adıyla, sözleri çok az değişik şekilde yer almıştır. Mesela “Şampiyon Galatasaray Marşı”, “Kızlar çılgın biz çılgın denizler çılgın / Bu yıl Galatasaray her yıldan üstün” derken “Pupa Yelken”de bu ikinci dize “Galatasaraylılar bugün pek azgın” olmuştur. Pek çokları da onu “Galatasaray Denizciler Marşı” ve “Pupa Yelken” adıyla tanır, hele eski Galatasaraylılar çok sever. Ancak bu marşın kayıtlı orijinal hali ve sözleri işte bizim “Aslan Galatasaray Cim Bom Bom” plağındaki “Şampiyon Galatasaray Marşı”dır.
“Aslan Galatasaray Cim Bom Bom” plağının ön kapağında tam kadro Galatasaray’ı görürüz. Ayaktakiler Gökmen Özdenak, Nihat Akbay, Muzaffer Sipahi, Metin Kurt, Ekrem Günalp, Uğur Köken; oturanlar Aydın Güleş, Tuncay Temeller, Mehmet Oğuz, Bülent Ünder, Olcay Başarır. Bu, Boluspor maçının ilk 11’i olmadığına göre fotoğraf başka bir maçta çekilmiş. Kapağın sol üst köşesinde ise şampiyonluk kupası var. Şimdi bir de plağın arka kapağını çevirelim. Orada da sarı-kırmızı daireler içinde topçuların suratlarını görüyoruz. En alttaki iki dairede ise Yıldırım Gürses ile Erol Solak var. Necmi Erdoğdu neden yok, bilmem.
Yazımızı bitirmeden, bir de plağın kendisine (hani o kara vinilden, dairesel cisme) değinelim. Sarı kırmızı, pervane desenli bir göbek etiketinde Galatasaray arması, parça bilgileri ve “N-E-01” kodu var. Bu, elbette Necmi Erdoğdu’yu temsil ediyor. Erol Solak’ın üzerinde Gül Plak etiketi bulunan 1970 tarihli “Aslan Galatasaray Cim Bom Bom” plağının aksine bu plakta hiçbir plak firmasının adı geçmiyor. Tabii, plağın Galatasaray Spor Külübü’nün resmi yayını olduğunu belirtmeme hacet yok.
Aslında anlatacaklarım bitti ama yazıyı ‘pat’ diye bitirmek olmaz… O yüzden, şimdi bir sonuç paragrafına girişiyorum: Galatasaray, 1971/72 şampiyonluğunu kutladığı ve Yıldırım Gürses, Erol Solak, Necmi Erdoğdu imzalı bu “Aslan Galatasaray Cim Bom Bom” plağıyla sonraki sezon da şampiyonluk kutladı. Fakat ta yazının başında anlattığım üzere, bu şampiyonluk bir fetret devrinin de başlangıcını imledi. Nihayetinde bizim “Bu yıl Galatasaray her yıldan üstün” diyen plağımız da bu sevinci tekrar haykırmak için 14 sene beklemek zorunda kaldı. Bu arada, bu bekleyişin ilk yılında Galatasaray’a gelip son yılında ayrılarak hiç şampiyonluk yaşayamayan bir isim ise yıllar sonra teknik direktör olarak sarı-kırmızılı camiaya sayısız sevinç yaşatacaktı.
O isim, Fatih Terim’di.
Önceki Sportif Plaklar yazısını okumak için tıklayın.