Pazar Şarkıları #10
Hayırlı pazarlar!
Pazar Şarkıları #10’u hazırlarken, bu bi’ kapanan bi’ açılan havalara uyacak bir liste hazırlamak istedim. Bu yüzden Britanya Adası’nın mütemadiyen serin ve yağmurlu havasına uzanırken İskoçya ve İrlanda’nın güneşli müziğine de dokunayım dedim. Bir baktım, The Waterboys dinliyorum!
Pazar Şarkıları #10; Van Morrison, Bob Dylan ve The Cranberries destekli bir The Waterboys listesi oldu bu yüzden: The Waterboys‘tan “The Whole of The Moon”, “Pan Within” ve “Sweet Thing” ile başlıyor, sonra Van Morrison‘dan “Astral Weeks” ve Bob Dylan‘dan “Sara” şarkılarını dinliyoruz, ardından “Strange Boat” şarkısıyla yine The Waterboys, arada The Cranberries‘ten “Sunday” ve son olarak yine İskoç abilerimizden “Soon As I Get Home” ile günü kapıyoruz.
Bence keyifli oldu ama hafif melankoli arayanlar için de şarkılarımız var… Fakat başlamadan önce, The Waterboys’u bi’ konuşalım!
Punk âleminden yetişme bir İskoç delikanlısı olan Mike Scott, The Waterboys’u kurduğunda 1983 yılındaydık. Yani punk ortalığı darmaduman etmiş, yerini yavaş yavaş post-punk’a bırakmaya başlamış hatta bırakmıştı! Tıpkı Mike Scott gibi uslanmaz bir şiir delisi ve romantik olan Morrissey de Johnny Marr’la birlikte bir yıl önce, 1982 yılında The Smiths’i kurmuştu. Echo & The Bunnymen çoktan üçüncü albümünü çıkarıyordu, tıpkı U2 gibi.
The Waterboys, işte böyle bir ortamda doğmuştu: Bir yandan Mike Scott’un (ve dönemin birçok genç müzisyeninin) romantizmi ve şiir aşkı, bir yandan Echo & The Bunnymen ve U2 gibi grupların atmosferik tınıları… Şiirde nasıl Mike Scott’un da çok sevdiği W.B. Yeats İrlanda’nın köklerine eğildiyse Mike Scott da The Waterboys’un yönünü İskoçya ve İrlanda’nın köklerine çevirmiş, halk müziğinden el almıştı (ki buraya bir not düşmeliyim: The Waterboys, 2011 yılında W. B. Yeats’in şiirleri üzerine inşa edilmiş bir albüm de yayınladı: An Appointment With Mr. Yeats).
Bir yandan da Echo & The Bunnymen, erken dönem U2 gibi Adalı post-punk gruplarının müzikal yaklaşımından etkilenmişti; en azından ilk üç albüm The Waterboys (1983), A Pagan Place (1984) ve This Is The Sea (1985)’de. Dördüncü albüm Fisherman’s Blues (1988) ve beşinci albüm Room To Roam (1990) ile birlikteyse istikamet hepten İrlanda ve İskoçya halk müziği olmuştu. Bu albümlerde o atmosferik, dramatik post-punk tınısı duyulmaz. 1990’dan sonraki The Waterboys için ise biraz folk tınlayan bir rock grubu diyebiliriz, ben pek sevmem ama bu son dönemin de seveni vardır.
The Waterboys defalarca üye değiştirmiş bir grup ama Mike Scott her daim oradadır. Diyebiliriz ki, The Waterboys büyük oranda Mike Scott & Dostları’dır. Bunun belki tek istisnası vardır, o da grubun tınısını hepten İrlanda ve İskoçya folk’una çeviren kemancı Steve Wickham. Wickham, This Is The Sea albümünden itibaren hep The Waterboys’un taşıyıcılarından oldu. Geminin birinci kaptanı Mike Scott’sa üçüncü limanda tanıştıkları Steve Wickham gemiye atlar atlamaz ikinci kaptanlığı aldı!
Uzatmayalım, sizi bugünkü şarkılarımızla baş başa bırakalım…
Buyurun Pazar Şarkıları’na, keyifle dinleyip okuyasınız!
Haftanın playlist’i
THE WATERBOYS – The Whole of the Moon (1985)
İlk olarak The Waterboys’un üçüncü albümü This Is The Sea‘den tekli olarak yayınlanan bu şarkı, muhtemelen The Waterboys müziğinin ilk yarısını en iyi tarif eden şarkıdır. Hem Echo & The Bunnymen’in tınısını hem de folk müziğini duymak mümkün… Bir de Van Morrison’ın, Mike Scott’u derinden etkileyen vokal tarzını.
“The Whole of the Moon” şarkısı bugün bizi büyüleyebiliyorsa bunda biraz da Mike Scott’un eski bir sevgilisinin payı var. Rivayet odur ki, soğuk bir New York gününde sevgilisi, Mike Scott’a bir şarkı yazmanın zor olup olmadığını sorar. Mike Scott’ın buna yanıtı, “The Whole of the Moon”un ilk dizeleridir, bir zarfın arkasına yazılmıştır…
THE WATERBOYS – The Pan Within (1985)
Yine grubun üçüncü albümünden bir parça ve grubun tınısına büyük etkisi olacak Steve Wickham’ın da The Waterboys’a merhabası. “The Pan Within” sadece bir şarkı değil, Mike Scott’ın bir arayışı aynı zamanda. Scott, fena halda spiritüalizmle uğraşan bir abimiz. Bir röportajda, “Ruhani bir arayıştasınız diyebilir miyiz?” diye sorduklarında cevabı kısa ve özdü: “Aynen öyle!” Onun için “The Pan Within,” bu şarkıya adını veren bir kavram, Scott’ın arayışının nesnesi.
Ben konuşmayayım, Mike Scott konuşsun: “Pan, bir Yunan Tanrısı tabii. Vahşi dünyanın, vahşi yaratıkların Tanrısı. Ayrıca arzulu ve güçlü bir hayvan tarafı var. Ve hepimizin içinde Pan’dan biraz bulunuyor. Çünkü Pan sözcüğü aynı zamanda “hepsi” anlamına geliyor. O, hepsinin, herkesin, her şeyin içinde. Pan, bir keçi-adam olarak tasvir edilmiş bir yaşam-gücü* arketipidir. Hepimiz o yaşam-gücüne sahibiz. Yani, hepimiz Pan’ı taşıyoruz içimizde. Yani ‘Pan within’** bizim bir parçamız.”
“The Pan Within” şarkısı, işte Scott’un bu kavramı arayışından doğuyor. Bu yüzden öyle gizemli, hafif mistik tınlıyor…
* life-force
** “dahili Pan,” belki.
THE WATERBOYS – Sweet Thing (1988)
“Sweet Thing”, The Waterboys’un hepten folk müzik yaptığı dönemi başlatan The Fisherman’s Blues‘tan bir Van Morrison yorumu. Mike Scott’ın vokalinde Van Morrison etkisi her daim vardı, bu albümle birlikte Van Morrison’ın ilk iki albümü Blowin’ Your Mind! (1967) ve Astral Weeks (1968) de tüm The Waterboys tınısını ele geçiriyor.
Dediğim gibi, “Sweet Thing” aslında Astral Weeks albümünde yer alan bir Van Morrison şarkısı. Yalnız, The Waterboys bu şarkıyı yorumlarken bir şeyler katmayı da ihmal etmiyor ve şarkının sonuna The Beatles’ın “Blackbird” şarkısından “Blackbird singing in the dead of night…” diye başlayan kıtayı ekliyor.
VAN MORRISON – Astral Weeks (1968)
Astral Weeks, Van Morrison’ın ikinci albümü, en önemli albümlerinden de biri. Belki de birincisi… Albümle aynı adı taşıyan parça, “Astral Weeks”, albümün açılış şarkısı.
Astral Weeks‘in kayıtları, ilk albümden sonra oluşan bazı yasal sorunlardan ötürü bir türlü başlayamıyor ancak başladıktan sonra ortaya işte böyle enfes bir iş çıkıyor. Bunda, Van Morrison’ın çalıştığı müzisyenlerin payı da büyük. Çoğu caz müzisyeni olan bu müzisyenler arasında en dikkat çekeni flütçü John Payne. “Astral Weeks” şarkısına da dokunuşlarıyla sihir katıyor. Albümün perküsyonlarını emanet alan Warren Smith de ilk kayıtlarından birini 1957 yılında Miles Davis ile gerçekleştiren, Gil Evans’ın yanı sıra Rahsaan Roland Kirk, Charles Mingus, Tony Williams ve Max Roach gibi önemli caz müzisyenleriyle çalışan bir isim.
“Astral Weeks”, Van Morrison yaratıcılığının harika müzisyenlerle buluştuğu bir albümden fırlayıp listemize gelen bir şarkı. Bu yüzden, eminim seveceksiniz!
BOB DYLAN – Sara (1976)
“Sara”, Bob Dylan’ın 1976 tarihli Desire albümünden bir aşk tazeleme şarkısı. Bu albümün kaydedildiği dönemde Bob Dylan ve eşi Sara’nın evlilikleri patates olmuş, haşlanma aşamasında… Ancak Bob Dylan’ın aşkı sürüyor ve Sara’ya bu şarkıyı yazıyor. Ya tutarsa diye son kez şansını denemiş olmalı. Ama tutmuyor, çift bir yıl sonra boşanıyor.
Şarkının kaydı esnasında Sara da stüdyoda bulunuyor. Söylenene göre, şarkıyı ilk defa orada duymuş ve çok etkilenmiş. Evliliklerini toparlamasa bile, “Sara”dan etkilenmemesi mümkün değil zaten; nefis bir Bob Dylan baladı! Beni en çok, Scarlet Rivera’nın hüzünlü kemanı çekiyor şarkıda. Özellikle Bob Dylan, “Sara, Sara!” diye yakarırken…
Ne yaşadığınızı bilmiyorum ama ben bu şarkının hatırına bir şans daha verirdim Bob’a, sevgili Sara!
THE WATERBOYS – Strange Boat (1988)
Yine The Waterboys’un Fisherman’s Blues albümünden bir parça. The Waterboys’un en tutkulu hayranlarından senaryo yazarı ve yönetmen Richard Curtis’in de en sevdiklerinden… Benim de öyle.
The Waterboys gizeminin kendini hissettirdiği bir şarkı “Strange Boat”, gerek sözleriyle gerekse müziği ve en çok da titrek vokaliyle. İyi dinleyin; Mike Scott’ın vokali, sevgilisinin eline ilk defa dokunacak bir gencin heyecanını ve çekingenliğini taşımıyor mu? Aynı titreklik, aynı sıcaklık, aynı çekingenlik…
Muhtemelen hayatın seyri üzerine yazılmış bu şarkı, birçok Mike Scott şarkısında olduğu gibi yine bir arayışı söylüyor: “Garip bir teknede denizdeyiz / Garip bir limandır rotamız / Taşıyoruz şimdiye kadar taşınmış / En bi’ garip yükü.”
“The Pan Within” şarkısındaki arayışı, “Strange Boat”ta da bulmak mümkün. Bu sefer sadece öyküler farklı.
THE CRANBERRIES – Sunday (1993)
Herkesin “Zombie” şarkısıyla tanıdığı İrlandalı grup The Cranberries’in ilk albümleri Everybody Else Is Doing It, So Why Can’t We? (1993)’den bir şarkı “Sunday”. Pek tabii, her şeyden önce Dolores O’Riordan’ın o İrlanda dağlarından süzülmüş gibi temiz vokaliyle insanı yakalıyor. Ama kemanları da es geçmemeli!
“Sunday”, bir yandan Dolores O’Riordan’ın sesi, bir yandan da keman kısımlarıyla insanı alıp bir süre gökyüzünde dolaştıran bir şarkı oluyor. Mıhlamayın ayaklarınızı yere, bırakın sizi de kaldırsın göğe!
THE WATERBOYS – Soon As I Get Home (1988)
Bugünkü Pazar Şarkıları’nın kapanışını yine The Waterboys’un Fisherman’s Blues albümünden yapıyoruz, “Soon As I Get Home” şarkısıyla…
“Soon As I Get Home” aslında, 1983 tarihli Minister Thomas A. Whitfield & The Thomas Whitfield Company albümü Hallelujah Anyhow!‘da yer alan bir gospel. Bizim The Waterboys almış, kendince yorumlamış, Thomas Bey kusura bakmasın, bir de güzelleştirmiş! Bunda en büyük pay ise Steve Wickham’ın şahane kemanında… Yarısından sonra insanı alıyor, yerinden kaldırıyor; dans, dans, dans! Sonrası dans…