Pazar Şarkıları #1

Pazar günü özeldir; soluklanırız. Biz öğrencilerin, işçilerin, memurların soluklanmamıza müsaade edilen biricik gündür pazar. Bir gün elbet kimseden müsaade almadan soluklanacağız, umarım… Ama şimdilik bu özel günü şenlendirmeye bakmalı.

İşte, bu yüzden artık her pazar cebimdeki şarkılarla buradayım. Paylaşmak güzeldir, en çok da müziği paylaşmak! Çünkü yegâne dayanak noktamızdır müzik. Benim de yapmak istediğim bu: Sevdiğim şarkıları paylaşmak. Bir de her bir şarkıdan bir iki paragraf olsun bahsetmek. Öylece dinleyip geçmeyelim; Erkin Koray, müzik yapmak kadar dinlemenin de bir sanat olduğunu, en az o kadar ciddi bir iş olduğunu söyler. Çok haklıdır.

İlk Pazar Şarkıları‘mıza başlamadan önce son olarak şunu ekleyeyim: Burada her zaman benim cebimdeki şarkıları görmeyeceksiniz. Arada konuklarımız da olacak! Onlarla kendi Pazar Şarkıları‘nı konuşacağız. Dilerim hep keyif alırsınız.

Bugün cebimde beş şarkı var, şimdi buyurun masaya serelim:

En az üç nesle krautrock’ı sevdirdikten sonra, 2016’nın son ayında bizlere veda eden Apaçi Ayhan abimizi unutmayalım diye The Shadows’tan Apache,

2017’de elektrik bizi sevsin, terk edip terk edip durmasın diye Captain Beefheart & His Magic Band’den Electricity,

Hem daha 2016’nın başında bizlere veda eden Bowie’yi analım hem de zaman nasıl da geçiyor unutmayalım diye David Bowie’den Time,

Özgürlük üzerine düşünmeyi bırakmayalım diye The La’s’tan Freedom Song,

Dünya iyiyle kötü arasında sallanıp dururken biraz çocuk olalım diye The West Coast Pop Art Experimental Band’den A Child’s Guide To Good And Evil

Haftanın playlist’i

THE SHADOWS – Apache (1960)

İngiliz enstrümantal rock topluluğu The Shadows, başlarda arkasında çaldıkları Cliff Richard ile beraber, The Beatles gelene kadar İngiliz pop müziğini sallayan gruptu. John Lennon, The Shadows’un The Beatles ortaya çıkana kadar İngiliz müziğinde dinlenesi tek şey olduğunu söylerken haksız değildi. Gerçekten, başka pek bir şey yoktu… The Shadows, gitarın çok belirleyici olduğu sürf müziğine yakın seyreden müzikleri birçok gruba ilham kaynağı olduğu gibi, Apache gibi şahane bir şarkıya da ses vermişti. İlk defa 1960 yılında Columbia etiketiyle dört şarkılık bir EP içinde yayınlanan Apache aynı anda tam yedi ülkenin listelerinde bir numaraya oturmayı başarmıştı: Birleşik Krallık, İrlanda Cumhuriyeti, Avustralya, Fransa, Yeni Zelanda, İspanya ve Güney Afrika.

Aslında şarkıyı ilk defa gitarist Bert Weedon kaydetmiş ancak bu kayıt, şarkının yazarı Jerry Lordan’ın çok hoşuna gitmemişti. Bunun üzerine Lordan şarkıyı tur otobüsünde ukuleleyle The Shadows üyelerine çalmış, grup şarkıya bayılınca hemen stüdyoya girmişti. Böylece The Shadows’un Apache‘si ortaya çıkmış ve listeleri altüst edecek yolculuğuna başlamıştı. Bert Weedon’ın kaydına ne olduğunu merak ediyorsanız onu da söyleyelim: Bu kayıt, The Shadows’un Apache‘siyle aynı yıl, ama daha geç yayınlanmıştır. Acaba Weedon’ın plak şirketi The Shadows’unkinden önce yapılan bu kaydı beklemeden yayınlasa The Shadows’un Apache‘si aynı etkiyi yaratır mıydı? Bu da bu şarkının soru işareti olarak kalsın -fakat bana sorarsınız, iyi ki yaratmamış! Çünkü The Shadows kaydı çok daha nefis.

CAPTAIN BEEFHEART & HIS MAGIC BAND – Electricity (1967)

Captain Beefheart & His Magic Band’i bilen bilir; bu âlemin en kral, en çılgın, en absürt topluluklarındandır. Çılgınlıkta ziyadesiyle usta olan Frank Zappa’nın da en büyük yoldaşlarından biri olan Don Glen Vliet yani Captain Beefheart, gitarist arkadaşı Alex St. Clair’le topladıkları The Magic Band ile birlikte ortalığı bir süre duman etmişlerdir; özellikle ilk üç albümleriyle: Safe As Milk (1967), Strictly Personal (1968), Trout Mask Replica (1969).

Safe As Milk‘te yer alan Electricity, Captain Beefheart & His Magic Band’e Giriş 101 dersinin ulusal marşı olabilecek bir şarkı. Çünkü bu güzide gruba münhasır hemen her şey bu şarkıda var: Psychedelic’e boğulmuş blues, haylazlık ve tuhaflık. Bakın efendim, o elektrik çarpmış vokaliyle ne diyor Captain Beefheart şarkıda: “Haritasız okur karanlık sokakları kara lekeli geceyarısı kovboyu!”* Yok, Ece Ayhan şiiri değil, Captain Beefheart sihri!

Bu şarkıyla alakalı ilginç ve meşhur bir hikâye şudur: Bir konser esnasında Electricity‘i çalarlarken Captain Beefheart şarkıyı durdurur ve yüzükoyun çimlere düşmek suretiyle sahneden iner. Daha sonra bu hadiseyi açıklarken, seyircinin arasında akvaryum balığına dönüşen bir kadın gördüğünü söylemiştir. Hoppala paşam, Malkara Keşan!

Bu kadar tuhaflık, gitarist Ry Cooder’a fazla gelmiş olacak ki bu olaydan bir süre sonra gruptan ayrılmıştır. Ancak bu komik hadise, Captain Beefheart & His Magic Band’i gayet güzel tarif etmektedir: Baştan aşağı tuhaflık!

* Midnight cowboy stained in black reads dark roads without a map.

DAVID BOWIE – Time (1973)

Geride bıraktığımız yıl bizden kıymetlimizi aldı: David Bowie’yi! O sırf bizim değil, tüm galaksilerin kıymetlisiydi. Galaksilerarası barışı sağlamak için o galaksi benim bu galaksi senin dolaşırken, ne şanslıyız ki dünyamıza da uğradı. Şimdi kim bilir hangi galaksinin hangi gezegeninde, şarkılarını yine evrene bırakıyor…

Ama biz şimdi bunları düşünmeyelim ve şükredelim, çünkü Aladdin Sane (1973) albümünü de bizim dünyamızda yaptı. Aladdin Sane‘i kimi eleştirmenler yere göğe sığdıramamış, kimi eleştirmenler ise yerin dibine batırmıştır. İlginç. Bence de en iyi Bowie albümü değildir, ama kesinlikle önemli bir albümdür ve albümdeki Time şarkısı, Bowie’nin en iyi şarkılarından biridir. Time’da, onun o insana yıldızlar gezdiren vokaline klavyeci Mike Garson’ın kendi deyişiyle “20’lerin eski stride piyano tarzıyla avangard caz tarzlarının karışımı olan ve ayrıca kabaret müziğini içeren” bir piyano eşlik eder.

Time, zamansız bir vedanın da öyküsüdür: New York Dolls’un 21 yaşındaki davulcusu Billy Murcia, Londra’da katıldığı bir partiden dönmeyi başaramaz. Yüksek doz. 1972 yılının 6 Kasım’ıdır. Aynı ay, David Bowie New Orleans’ta Time şarkısını yazmaktadır ve Billy Murcia’yı anmadan geçmez: “Zaman – qualudes ve kırmızı şarapta / Billy Dolls’u ister / Ve diğer dostlarımı”*

Zaman, en sonunda David Bowie’yi de istedi.

* Time – in qualudes and red wine / Demanding Billy Dols / and other friends of mine”

THE LA’S – Freedom Song (1990)

Şu listedeki en genç şarkı: The La’s grubundan Freedom Song! 1983 yılında Liverpool’da kurulan grubun, grupla aynı adı taşıyan 1990 tarihli ilk albümleri The La’s‘te yer alan şarkıda belki dünyanın en ilham verici gruplarından olan The Kinks’in tınladığını duymak mümkün.

The La’s, 90’lı yılların en önemli gruplarından. Bana sorarsanız bir tek The La’s albümü önemlidir, ama o da çok önemlidir. Çünkü o The Kinks tarzını 90’larda yeniden yaratmıştır. Freedom Song da bu yaratımın en güzide örneklerindendir işte. Pek keyiflidir, gerçi albümde zaten keyifsiz şarkı yoktur ki! Fakat Freedom Song ayrı keyiflidir. Bazı şarkılar vardır, hem hüzünlüdür hem neşeli (kalender, daha doğru bir sözcük olurdu belki). Freedom Song da onlardandır işte. Onda “bir bombaya mühürlenmiş kader”in hüznü ve bir başka dünyanın sevinci bir aradadır: “Kader mühürlenmiş bir bombanın içine/ Nereye gitti bütün özgürlük?/ Orada herkese yer vardır işte.”*

* Fate is sealed inside a bomb/ Where has all the freedom gone?/ There is a place for everyone.

THE WEST COAST POP ART EXPERIMENTAL BAND – A Child’s Guide To Good And Evil (1968)

The West Coast Pop Art Experimental Band (bundan sonra WCPAEB diye kısaltacağım ki kısa adı bile birçok grubun adından uzun, maşallah!), 1965 yılında Kaliforniya’da kurulduğunda psychedelic rock tüm Birleşik Devletler gençliğini etkisi altına almaktaydı. Zengin bir şarkıcı ve plak yapımcısı olan Bob Markley’nin evinde verdiği partide, bu etkinin bir başka nüvesi WCPAEM doğmuştu. Partide The Laughing Wind grubunun üyeleri Michael Lloyd ve Shaun & Danny Harris kardeşlerle tanışan Markley, gruba dahil olup bir de plak yapma önerisiyle gelirken, grubun adını da WCPAEM olarak değiştiriyordu.

A Child’s Guide To Good and Evil (1968), grubun üçüncü albümü. Diğer albümleri gibi oldukça The Byrds etkili ama kendi sesini bulmuş bir albüm. Plağın kapak tasarımı The Beatles’tan The Rolling Stones’a birçok efsaneyle çalışan John Van Hamersveld imzalı şahane bir iş! Bizim playlistimizdeki şarkı da albüme adını veren A Child’s Guide To Good and Evil ve en az kapak kadar şahane.

Şarkı, Bob Markley’nin monolog vokaline dayansa da şahane gitarları es geçmemeli, bir de şu sözleri: “Yanılıyor bütün dünya/ İzin verme kimsenin seni değiştirmesine!”*

A Child’s Guide To Good and Evil, hakikaten biraz hakkı yenmiş, arada kaynamış bir şarkı. Gerek sözleriyle gerek müziğiyle ve hatta bu çok güzel ismiyle, ne olur bu şarkıyı atlamayın!

* The rest of the world is wrong/ Don’t let anyone change you.

Playlist’in linki burada.